hormon-replasman-tedavisi- Hormon; tüm kadın ve erkeklerde vücut gelişimini, cinselliğini sağlayan, vücudun dengesini ve yapısını belirleyen, harekete geçiren ve değiştiren organik bileşenlere denir.

İnsanoğlu hayatı boyunca doğuştan itibaren hormonlarının kontrolü altındadır. Yaşlanmayla beraber hormonlarımızda azalmaya geçer ve 60 yaş üzerinde belirgin değerlerde düşer. Yaşlanmakla beraber hormonlarımıza bağlı olarak mı yaşlanmaktayız, yoksa biz mi yaşlanıyoruz da hormonlarımız mı azalıyor, bu tam bir paradigmadır.

Şu bir gerçek ki; hormonlarımız hiçbir zaman gençlik dönemleri olarak adlandırdığımız 18-22 yaş arasındaki gibi kalmamaktadır. Örneğin büyüme hormonumuz 22 yaşından sonra her 10 yılda bir %14 oranında düşmektedir. Diğer bir farklı durumda 50 yaş üzeri erkeklerde östrojen seviyesi menopozdaki ve tedavi almayan bir kadının östrojen seviyesiyle aynı olmaktadır.

Hormon dengesizlikleri her insanda olabilecek bir rahatsızlıktır. Hormonlar hedef dokulara dolaşım sistemi ile dağılır. Daha sonra etki edeceği organa yönelir ve belirli bir miktarda etki eder. Bir hormonun vücutta olması gerekenden daha az veya daha yüksek miktarda üretilmesi, hedef dokulardaki reseptörlerinin direnci ile ilgilidir. Hormon dengesizlikleri, hareketsiz yaşamdan strese pek çok nedenden kaynaklanabilen sık görülen sağlık sorunlarıdır.

Hormon Dengesizlikleri Neden Olur? 

  • Halsizlik
  • Kilo kaybı veya kilo artışı
  • Saç dökülmesi
  • Sivilcelenme
  • Baş ağrısı
  • Erkeklerde meme büyümesi
  • Ereksiyon bozukluğu
  • Kas kütlesinde azalma
  • Göbekte yağlanma
  • Unutkanlık
  • Sıcak basmaları
  • Kemik erimesi
  • Kolon kanseri
  • Kalp hastalığı
  • Algılama bozukluğu
  • Alzheimer
  • Felç
  • Diş kaybı
  • Maküler dejenerasyon
  • Enerji ve motivasyon eksikliği
  • Vajinal küçülme ve kuruluk
  • Vücutta aşırı kıllanma
  • Kısırlık
  • İdrar kaçırma
  • Seksüel fonksiyon azalması
  • Libidoda artış veya azalma
  • Adet düzensizlikleri
  • Uyku bozuklukları
  • İyilik halinin azalması
  • Depresyon / duygusal dalgalanma
  • Cilt atrofisi

Hormon Dengesizliğinin Sebepleri

  • STRES: Stres, enflamasyona yol açabilen kortizol üretimini arttırdığı için hormonal bozukluğun arkasındaki en önemli nedenlerden biridir ve enflamasyon pek çok insanda hormonal bozukluk yapabilir.
  • GENETİK: Bazı kişiler genetik olarak hormon bozukluğuna daha yatkındır. Annenizde, babanızda yahut üst kuşaklarda hormon bozukluğa ilişkin bir sağlık sorunu varsa siz de hormonal dengesizlik yaşayabilirsiniz.
  • YAŞLANMA: Yaşlanma, hormon üretimimizin azalmasına neden olan faktörlerdendir. Yaşlanma testosteronda ve östrojende azalma yapıp, hormonal bozuklukları tetikleyebilir.
  • DENGESİZ BESLENME: Şekerli, paketlenmiş veya katkı maddesi içeren gıdalar başta insülin metabolizması olmak üzere çeşitli vücut fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek hormon bozukluğuna neden olabilmektedir.
  • SİNDİRİM SİSTEMİ BOZUKLUKLARI: Kabızlık, şişkinlik, ishal ve reflü gibi mide bağırsak sorunları midedeki iltihaplanmanın sonuçlarıdır. Bu iltihap, bazı hormonların üretimini düzenleyen hipofiz bezi üzerinde olumsuz etkilere neden olup, hormon bozukluğuna yol açabilir.
  • TOKSİNLER: Teflon tavalar, plastik kullanımı, cilt kremleri, parfümler, makyaj malzemeleri gibi kozmetik ürünler, antibiyotiklerle veya kimyasal gübrelerle yetiştirilmiş gıdalar da vücudun hormon dengesini bozup hormon bozukluğuna yol açabilir.
  • ENDOKRİN HASTALIKLARI: Şeker hastalığı, hipotiroid, hipertiroid, guatr, haşimato gibi tiroid sorunları, kemik erimesi, hipoglisemi, polikistik over sendromu, turner sendromu, cushing sendromu, paratiroidi, addison hastalığı, graves hastalığı, meme, yumurtalık, rahim ve tiroid kanserleri gibi endokrin sistemini olumsuz etkileyen hastalıklar hormon bozukluğu yapabilmektedir.
  • TİROİD SORUNLARI: Tiroid bezinin doğru çalışması, büyüme ve gelişme hormonlarının fonksiyonlarını doğrudan etkiler. Örneğin, hipotiroidi ile boy kısalığı arasındaki ilişki gibi… Tiroidiniz iyi çalışmıyorsa, hipotiroidizm ve hipertiroidizm gibi sağlık sorunları hormonal bozukluklara neden olabilir.

Hormon Dengesizliğinin Tedavisi

Hormon dengesizliği tedavisi hangi hormonda sorun olduğu araştırılarak planlanmaktadır. Her hormonun tedavisi farklıdır. Hormonların seviyelerini tespit etmek ve yan etkilerini belirlemek adına kan testleri uygulanmaktadır. Test sonuçlarının akabininde kadınların ve erkeklerin tedavisi için hormon baskılayıcı ilaçlar, ürünler, yaşam ve beslenme tarzında değişiklikler uzman hekimler tarafından kişiye özel olarak planlanmaktadır.

Hormonlar

Büyüme Hormonu Eksikliği

Anti-aging, ömür boyu genç kalmayı hedefleyen ama bunu sağlıklı olarak gerçekleştirmeye çalışan bir yaşam felsefesidir. İşte, bu noktada vücutta salgılanan hormonların düzeyi son derece önemli bir rol oynamaktadır. Büyüme hormonu da, bu kilit noktalardan biridir. Beyinde üretilir ve kana salgılanan bu büyük moleküllü hormonumuz anne karnından itibaren kemik ve doku gelişimi, DNA tamiri ve protein sentezinden sorumlu olan, boy uzamasında önemli rol oynayan hormonlarımızdan biridir.

En yüksek olduğu dönem çocukluk yaşlarıdır ve 18 yaşına doğru azalmaya başlar, ancak laboratuvarsalar değerleri 22 yaşından itibaren düşer. 60 yaşındaki bir erkeğin eğer spor yapmayıp beslenmesine de dikkat etmiyorsa kandaki büyüme hormonu miktarı 22 yaşındaki bir genç erkeğe göre %50’den daha fazla düşüktür.

Tüm salgı bezlerinin orkestra şefi olarak nitelendirilen ‘hipofiz’ bezinden salgılanan bu hormon, bebek ve çocukların büyümesini sağlamaktadır. Büyüme hormonu yetişkinlerin de hem fiziksel hem de ruhsal sağlığında önemli işlevlere sahiptir. Büyüme hormonunun rolü kemik, kas ve organların büyümesini kontrol etmektir.

Büyüme Hormonu Eksikliğinin Yol Açtığı Problemler

-Kemik ve kas kütlesinde (yağsız vücut kütlesi) azalma
-Kemik mineral yoğunluğunda azalma, yani osteoporoz
-Kemik kırıklarında artış
-Hayat kalitesinde düşme, sürekli yorgunluk ve güçsüzlük
-Yağ miktarında artış, özellikle göbek çevresinde
-Kalp hastalığı riskinde artış
-Genel olarak erken yaşta ölüm

Büyüme Hormonu Eksikliğinin Belirtileri

-Enerji düşüklüğü, halsizlik
-Yorgunluk
-Kaslarda güçsüzlük
-Uyku problemleri
-Şişmanlık
-Göbekte yağ toplanması (abdominal obezite)
-Osteoporoz (kemik erimesi)
-Kas kitlesinde azalma
-Yağ kitlesinde artma
-Sosyal iletişim becerilerinde azalma
-Evlilik veya iş hayatı ile ilgili sorunları çözmede zorluk
-İçe kapanma
-Endişe ve umutsuzluk
-Depresyon
-Kan şekerinde düşüklük ve bunun belirtisi olan titreme, terleme ve çarpıntı
-Kalp kasının kasılmasında kuvvetsizlik
-Tansiyon yükselmesi
-Kolesterol düzeyinde artış
-Trigliserid ve kötü huylu kolesterol (LDL) düzeylerinde artış.
-Damar sertliğinde artma
-Kalp krizi ve felç riskinde artma

Büyüme Hormonu Eksikliğinin Tedavisi

Büyüme hormonunun seviyesini tespit etmek ve yan etkilerini belirlemek adına kan testleri uygulanmaktadır. Test sonuçlarından sonra büyüme hormonu cilt altına enjekte edilerek uzman hekimler tarafından uygulanır. Enjeksiyonlar subkutan (hemen cilt altına) uygulanır. Sık kullanılan enjeksiyon bölgeleri bacaklar, karın ya da kalçalardır. Ağızdan alınan bir ilaç şeklinde uygulanamaz, çünkü mide asitleri tarafından parçalanır.

Testosteron Hormonu 

Erkeklerde olduğu kadar kadınlar içinde çok önemli bir hormondur. Erkeklerde testislerden, kandaki dolaşan bazı öncü hormonlardan ve böbrek üstü bezlerinden üretilir. Azalması yaşla beraber görülür. Testosteron erkeklerde salgılanan en önemli seks hormonudur. Erkek tipi gelişme yani sakal ve bıyık çıkması, kıllanma, sesin kalınlaşması testis ve penis büyümesi, kasların gelişmesi, boyun artması testosteron sayesinde olur. Libido (cinsel istek) ve ereksiyon oluşmasında da testosteronun büyük etkisi vardır. Erişkin yaşta testosteron hormonu sperm üretimi, erkek tipi saç şekli oluşmasına, kas kitlesinin oluşmasına ve kemik kütlesi oluşumuna katkıda bulunur.

Testosteron hormon azlığı erkeklerde seks isteğinde azalmaya, ereksiyon bozulmasına, sperm sayısının azalmasına, çocuk yapma kapasitesinin azalmasına ve memelerde büyümeye neden olur. Bazı erkeklerde sıcak basmaları, gece terlemeleri, huzursuzluk, konsantre olamama, yorgunluk, uyku bozukluğu veya kolesterol değerlerinde yükselme görülebilir. Uzun zaman testosteron eksikliği olan erkeklerde vücut kıllarında azalma, kas kitlesinde azalma, ciltte kuruluk, sakal traş sıklığında azalma, kemiklerde erime, testislerde küçülme ve yumuşama oluşabilir. Genç erkeklerde ise vücut kıllarında gelişme olmaz, kas kitlesi gelişmez, penis ve testisler büyümez. Ayrıca sesleri incedir. Kadınlarda testosteron çok az miktarda yumurtalıklarda üretilir.

Testosteron Hormonun Vücuda Faydaları

-Cinsel isteği artırır.
-Duygusal anlamda daha iyi hissettirir, özgüveni ve motivasyonu artırır.
-Kas kütlesini ve gücünü artırır.
-Hafızanın korunmasına yardımcı olur.
-Ergenlikte kasık ve koltuk altı kıllarının gelişimini tetikler.
-Kas elastikiyetini artırdığı için cildiniz sarkmaz.
-Aşırı vücut yağını azaltır.
-Kemik bozulmasını azaltır ve kemik dayanıklılığını korumaya yardımcı olur.

Testosteron Eksikliğinin Belirtileri

-Libido kaybı
-Adale kaybı / zayıflığı
-Yorgunluk
-Depresyon
-Aşırı hassas ruh hali
-İçe kapanma
-Asosyal olma
-Kendine ait olan güvenin kaybolması
-Sabah ereksiyonlarının azalması
-Dalgınlık
-Düşünmede yavaşlama
-Kemik erimesi
-Diyabet
-Koroner hastalıklarda artma
-Kilo alımı ve kas elastikiyetinde azalma
-Elastikiyeti yetersiz kuru ve ince cilt
-İncelen kuru saçlar
-Düşük göz kapakları
-Sarkık yanaklar
-Kalın dudaklar
-Anksiyete

Testosteron Yüksekliğinin Belirtileri

-Anksiyete
-Depresyon
-Hafıza durumunda değişiklikler
-Bitkinlik
-Hipoglisemi
-Tuza ve şekere karşı yoğun istek
-Ajitasyon
-Öfke
-Yüzde tüylenme
-Akne / yağlı cilt
-İnsülin direncinde artış
-HDL (iyi huylu kolestrol) değerlerinde azalma
-Düzensiz adetler
-Kısırlık
-Kilo alımı (elma tipi vücut şekli)
-Ödem (sıvı tutulumu)
-Değişken ruh hali
-Saç kaybı
-İstenmeyen tüy gelişimi
-Artan meme kanseri riski

Testosteron Tedavileri

Andropoz durumundaki erkek sayısı Türkiye’de on milyonlar civarındadır. Ama maalesef kadınlar kadar erkekler bu konuda hassas olmadıkları için tedavi almamaktadırlar. 50 yaş üzerindeki erkeklerde belirgin olmaya başlar ve belli laboratuvar testleri sonucunda hormonal eksiklik ya da fazlalık belirlenerek tedavi edilebilir.

Tedavileri bioeşdeğer (bioidentical) olan testosteron hormonunun fizyolojik değerlerde ve optimum değerlerde yerine konmasından geçer. Düşük testosteronu olan kişilere testosteron ilaçları verilir. Bu kişilerin ayrıca egzersiz yaparak kas gelişimini artırmaları amaçlanır. Testosteron kullanan erkeklerde, kullanmayanlara göre %25’e yakın oranda daha fazla kas gelişimi gözlenmektedir.

Östrojen Hormonu

Östrojen; kadınlardaki adet döngüsü gibi kadınsal döngülerin düzenli işlemesini sağlayan önemli bir hormondur. Kadınlarda en fazla üreme yaşında bulunur. Yumurtalıklar tarafından salgılanan östrojen hormonu, menopoz, üreme ve adet döngülerinden sorumludur. Bilinenin aksine, sadece kadınlarda değil, erkeklerde de salgılanan bir hormondur.

Östrojen hormonu sayesinde, ergenlik dönemine adım atan kızların boylarında uzama görülür. Genital bölgede değişiklikler yaşanmaya başlanır. Vücuttaki yağ hücreleri sayısı artarak, vücut yağ üretmeye başlar. Göğüsler ve yumurtalıklar büyür, rahmin içi ve dışı kalınlaşır. Östrojen hormonu, kadınlarda adet dönemini düzenler. Döllenme halinde hamileliğe, döllenme dışında ise düzenli adet dönemlerine yardımcı olur.

Östrojenın Vücuda Faydaları

-Alzheimer hastalığını önleyen bir enzim olan ‘kolinasetiltransferaz’ üretimini tetikler.
-Metabolizma hızını artırır
-İnsülin duyarlılığını artırır
-Vücut ısısında (ateş basması şeklinde) artış hissi yaratır
-Kas hasarının önlenmesine yardımcı olur
-Kas kütlesinin korunmasına yardımcı olur
-Derin bir şekilde uyumanıza yardımcı olur
-Katarakt riskini azaltır
-Damarlarınızın esnekliğinin korunmasına yardımcı olur
-Kan akımını artırır
-Damarlarınızdaki plak birikimini azaltır
-Magnezyum alımını ve kullanımını artırır
-Cildinizdeki kollajen miktarını korur
-Kan basıncını düşürür
-LDL (kötü huylu kolestrol) seviyesini azaltır ve oksidasyonu önler
-Hafızanızı korumanıza yardımcı olur
-HDL (iyi huylu kolestrol) seviyesini %10-15 oranında artırır
-Genel kalp hastalığı riskini %40-50 azaltır
-Enerjiyi artırır
-Ruhsal durumunuzu düzenler
-Konsantrasyonu artırır
-Kemik yoğunluğunu korur.
-Cinsel isteği artırır
-Kırışıklıkları azaltır
-Kolon kanseri riskini azaltır
-Diş kaybının önlenmesine yardımcı olur
-Beyninizdeki depresyonu, sinirliliği, anksiyeteyi ve ağrı hassasiyetini azaltan serotonin gibi sinir iletici oluşumunu destekler

Düşük Östrojen Seviyesinin Belirtileri

-Daha ince cilt
-Daha fazla kırışıklık/yaşlanan cilt
-Meme ölçüsünde küçülme
-İdrar kaçırma
-Yağlı cilt
-Akne
-Vajinal kuruluk
-Azalmış cinsel dürtü
-İnsülin direncinde artış ve muhtemel diyabet
-Zayıflamış hafıza
-Osteoporoz (kemik erimesi)
-İdrar yolu enfeksiyonları
-Artan kolestrol seviyesi

Östrojen Fazlalığının Belirtileri

-Azalmış cinsel istek
-Anksiyete ve ajitasyonlu depresyon
-Artan rahim kanseri riski
-Kilo alımı (özellikle karın, kalça ve uyluk bölgelerinde)
-Ödem
-Baş ağrıları
-Kalitesiz uyku
-Panik ataklar
-Memelerde şişkinlik
-Şiddetli adetler
-Artan meme kanseri riski
-Artan otoimmun hastalık riski
-Tiroid yetmezliği
-Bitkinlik
-Fibrokistik memeler
-Sinirlilik
-Değişken ruh hali
-Rahim ağzında prekanseröz değişiklikler
-Şişkinlik

Östrojen Tedavileri

Östrojen eksikliği meydana geldikten sonra doktorunuz buna sebep olan faktörleri araştıracaktır. Yaşlı kadınlar için bu durum aslında bir problem olmayabilir; çünkü bu durum normal yaşlanma sürecinin bir sonucu olabilir. Fakat genç kadınlarda meydana gelen bu problemin kaynağını anlamak için doktorunuz ek testlere gerek duyabilir. Problemin kaynağı teşhis edildikten sonra tedavi sürecine başlanacaktır.

Magnezyum ve B vitamini gibi takviyeler, düşük östrojen seviyelerini yükseltmek için yardımcı olabilir. Genelde düşük östrojen seviyelerinde tedavi yöntemi olarak Hormon Replasman Tedavisi tercih edilir. İyi beslenme, egzersiz gibi hayat tarzı değişiklikleri gibi faktörler de östrojen hormonunun dengeli ve düzenli salgılanmasında etkilidir.

Tiroid Hormonları

Boynun ön tarafında bulunan âdem elmasının önünde yer alan bir bez olan trioid bezinden yapılan iki ana hormon salgılar. Bunlar T4 ve T3 dür. T4; tiroksin adlı hormondur. T3 ise tiriodotiyronindir. T4 veT3’teki bu sayıların anlamı taşıdığı iyot moleküllerinden dolayıdır. T4 de dört adet iyot molekülü ve T3 de üç adet iyot molekülü vardır. Metabolizma ve vücut ısımızın ayarlanmasında rolü büyüktür. Yaşlanmakla beraber bu hormonumuzunda yapımı azalır. Bazı uzmanlar 50 yaşından sonra herkesin bir miktar tiroid hormonu desteği almasını önerir.

Çalışması çok faktöre bağlıdır. Uykusuzluk, demir, selenyum, çinko eksikliği, stres, yanlış beslenme ve fazla kafein bu hormonun çalışmasını etkiler. Bu şu demektir; sadece tiroid hapı almak bu bezin randımanlı çalışmasını sağlamaz. Yaz ve kış aylarında bu hormona olan ihtiyacımız değişir.

Düşük Tiroid Üretiminin (Hipotiroidizm) Belirtileri

-Sabah kendine gelememe
-Enerji eksikliği
-Yorgunluk
-Konsantrasyon güçlüğü
-Kilo alma
-Kabızlık
-Ciltte kuruma
-Azalmış cinsel istek
-Soğuğa hassasiyet
-Uyku problemleri
-Kaşlarda (özellikle dış kısımlarda) dökülme
-Depresyon/anksiyete
-Baş ağrıları
-Kırılgan tırnaklar
-Adet düzensizlikleri
-Şişmiş göz kapakları
-Şişik bacaklar, ayaklar, eller ve karın
-Sıvı tutulumu
-Dirsek nasırlaşması
-Diffüz gelişen saç dökülmesi
-Yavaş konuşma
-Zayıflamış hafıza
-Kas ve eklem ağrısı
-Düşük nabız
-Yavaş hareketler
-Düşük kan basıncı
-Ajitasyon
-Sarımsı cilt rengi
-Kas krampları
-Düşük göz kapakları
-Karpal tünel sendromu
-Selülit
-Dalgınlık
-Bakışlarda donukluk
-Diyabete yatkınlık

Tiroid Hormonunun Yapımını Artıran Faktörler

a- Yüksek kalorili diyet
b- Meyve ve sebzeler
c- Süt ve süt ürünleri, kafein, elma sirkesi ve işlenmiş gıda tüketiminin azaltılması
d- Düzenli uyku
e- stresin azlatılması
f- Serum demir seviyelerinin yüksek veya normal olması
g-Egsersiz
h-Organik gıdaların tüketilmesi

Tiroid Hormonunun Yapımını Azaltan Faktörler

a- düşük kalorili gıda alınması
b- düşük yağlı gıdaların tüketilmesi
c- aşırı eksersiz
d- uykusuzluk veya uyku bozuklukları
e- Kanda demir ve iyot değerlerinin düşüklüğü
f- öğün atlama veya aç kalma
g- endüstirilize edilmiş gıdaların tüketilmesi
h- süt ürünleri, kafeinli gıdalar, içecekler
ı- aşırı hayvansal protein tüketilmesi
i- kepekli ürünlerin fazla tüketilmesi (tam buğday ve tam kepekli gıdalar)
j- kronik stres

Tiroid Hormonunun Tedavisi

Basit bir kan testi ile hastalığın erken teşhisi mümkündür. Tiroid ilaçlarını alırken dikkat edilmesi gereken en önemli kural, sabah aç karnına alınmaları ve aldıktan sonra en az 1 saat yemek yenmemesi, 2 saat ise sudan başka bir şey içilmemesi gerektiğidir. Hipotiroidizm, tiroid hormonlarını içeren ilaçların yanı sıra, beslenme ve hayat tarzında düzenlemelere gidilerek tedavi edilebilir.

Progesteron Hormonu

Progesteron cinsiyet hormonlarımızdan biridir ve menopozdan önce yumurtalıklarınızda üretilir. Menopozdan sonra ise bir miktar progesteron adrenal bezlerinizde üretilir.

Kadın ve erkeğin vücudu ve hormonal dengesi için önemli bir hormondur. Yumurtalama döneminde yumurtalıklardan yumurtalama sonrası yapılan bu hormon östrojenin antidotu olarak bilinir. Menopoz döneminde böbrek üstü bezlerinden azda olsa yapılır. İnsan vücudunda östrojenin yaptığı çoğaltıcı etkiyi azaltır. Vücudu dengeler ve bizi meme kanserinden korur.

35-45 yaş arasında antidepresan ilaç kullanan kadınların büyük bir kısmı progestron eksikliği olan kadınlardır. Kadınlarda kan değerlerinde en erken yaşta azalma görülen hormon, progesterondur ve ortalama 36 yaşından itibaren düşmeye başladığı bilinmektedir. Progesteron hormonu erkek ve kadın için en iyi antidepresyon etkisi gösteren doğal bir peptidtir.

Progesteron Eksikliğinin Belirtileri

-Ağrılı, şişmiş göğüsler (veya çok büyümüş)
-Şişmiş karın, eller, ayaklar (adetten önce)
-Aşırı adet kanamaları
-Premensturel sendrom
-Adetten önce görülen baş ağrıları, migren
-Endişe, aşırı gerginlik
-Uykusuzluk
-Depresyon / Anksiyete
-Sinirlilik
-Değişken ruh hali
-Ağrı ve iltihaplanma
-Osteoporoz (kemik erimesi)
-Azalan HDL
-Aşerme (yeme açlığı)

Progesteron Fazlalığının Belirtileri

-Yağ depolanmasını artırır.
-Glikoz toleransını azaltır. Sizi diyabete yatkın hale getirebilir.
-Kortizolü artırır.
-İnsülin direncini artırır.
-İştahı artırır.
-Karbonhidrata daha yoğun biçimde istek duyulmasına neden olur.
-Bağışıklık sistemini baskılar.
-Düz bağırsak kaslarını gevşetir. (Bu şişkinliğe, tokluk hissine ve kabızlığa neden olabilir.)
-Bağlarınızın gevşemesine yol açarak sırt, bacak ve kalça ağrılarına neden olabilir.
-Büyüme hormonunu azaltır.

Progesteron Hormonunun Tedavisi

Progesteron eksikliğinin hastada var olup olmadığının ya da belirtilerinin belirlenmesi amacı ile bazı tükürük ve kan tahlilleri mevcut bulunmaktadır. Bu iki tahlilin de sonuçları genel olarak bir gün içerisinde alınabilmektedir. Bunun yanı sıra, hastadaki hormonsal değişimlerin daha kesin olarak bilinebilmesi amacı ile bu testlerin sonuçlarının alınması birkaç gün sürebilmektedir. Progesteron eksikliği rahatsızlığının diğer tedavileri ise şunlardır;

  • Kremler ve jeller, bunlar topikal olarak veya kadınlarda vajinal olarak kullanılabilir
  • Fertilite sorunlarına neden olan düşük hormon tedavisinde yaygın olarak kullanılan fitiller
  • Oral ilaçlardan daha yavaş hormon salınımı sağlayan vajinal halkalar
  • Provera gibi oral ilaçlar

Melatonin Hormonu

Melatonin, vücudunuzun ürettiği bir diğer hormondur. Vücudunuzun 24 saatlik döngüsünü düzenler. Melatonin , aynı zamanda serotonin üretimi için de kullanılan triptofan adlı amino asitten üretilir. Bu nedenle, melatonin seviyesi yükseldiğinde serotonin seviyesi düşer. Çok fazla şeker oranı yüksek karbonhidrat yerseniz daha az melatonin üretirsiniz, çünkü karbonhidratlar daha fazla serotonin üretmek için amino asit dengesini değiştirirler.

Tritofandan melatonini dönüştürmek için B vitaminlerine ihtiyacınız vardır. Bu nedenle, yeterli miktarda B vitamini açısından zengin gıdalar tüketmezseniz veya bir takviye almazsanız, vücudunuzda melatonin eksikliği olabilir. Yaşlanmakla -beraber vücudumuzda yapımı azalmaya başlar. Aspirinden 10 kat daha faydalı bir anti kanserojen hormondur. Büyüme hormonunu artırır. Derin uyumamızı ve uykumuzun Rem fazının süresinin bütünlüğünü sağlar.

Diğer uyku ilaçları ise Rem fazını kısaltmalarına rağmen Melatonin bunu yapmaz ve aksine uzatır. Vücudumuzun gece – gündüz saatini ayarlar. Gece 02.00 civarında maksimum değere ulaşır. Bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Büyüme hormonunu arttırdığı için gece uykuda testosteron ve diğer hormonlarımızın da yükselmesini sağlar. Yaşlanmakla beraber her 10 yılda bir % 10-15 oranında azalır.

DNA’mızı tahriplerden korur. İyonize edici radyasyona karşı bizi korur. Serbest radikal temizleyicisidir. Hücre içindeki doğal antioksidanların yapımını artırır. Aynı zamanda Alzheimer ve parkinson’u engellemeye yardımcı olur. Anti-agingmolekülüdür.

Melatonin Etki Alanları

-Uyku
-Ruh hali
-Stres tepkisi
-Bağışıklık fonksiyonu
-Cinsiyet hormonlarının salınımı
-Antioksidan aktivite (C veya E vitamininden daha etkilidir.)
-Kanseri önlemeye yardımcı olur.
-Kemik oluşumunu düzenleyen paratiroid bezini uyarır.
-Büyüme hormonu üretimini tetikler.
-Kortizolü azaltır.

Melatonin Eksikliğinin Belirtileri

-Cinsel isteksizlik
-Uykuda bozukluklar
-Yorgun hissetme
-Hassasiyet
-Kolestrol
-Kan basıncının yükselmesi
-Çarpıntı
-Kalp rahatsızlığı
-Depresif haller / Anksiyete
-Yürüme güçlüğü

Melatonin Fazlalığının Belirtileri

-Yoğun rüya görme, kâbuslar
-Gündüz uykusu / yorgunluk
-Depresyon
-Baş ağrıları
-Karbonhidrata karşı yoğun istek

Melatonin Hormonunun Tedavisi

Melatonin hormonu uyku esnasında ortaya çıkan ve karanlık ortamda 23.00 ile 05.00 saatleri arasında uyulması durumunda vücutta salgılanması gereken hormondur. Bu şartlar sağlanmadan uyulması halinde vücutta salgılanmamaktadır. Melatonin eksiliği ya da fazlalığı belirtilerini kendilerinde veya yakınlarında gözlemleyen kişilerin uzman doktora başvurması ve gerekli tahlilleri yaptırması gerekmektedir.

Melatonin eksikliği için melatonin hapları kullanılabilir veya vücuda melatonin enjekte edilebilir. Bu durum da kişiden kişiye değişen tedaviler uygulanacağı için kendi inisiyatifiniz ile ilaç kullanımını kesinlikle yapmamakta yarar vardır.

DHEA

DHEA, adrenal bezlerinin ürettiği bir hormondur. 19 karbonlu bir steroidtir. Ayrıca beyninizde ve derinizde de küçük bir miktar üretilir. Yirmili yaşlarınızın sonlarından itibaren DHEA üretimi azalır. 70 yaşında ise daha önce ürettiğiniz miktarın sadece dörtte birini üretirsiniz. DHEA diğer cinsiyet hormonlarınız olan östrojeni, progesteronu ve testosteronu üretir.

Dhea’nın Vücudumuzdaki Fonksiyonu

-Kolesterolü düşürür.
-Yağ birikmesini azaltır.
-Kan pıhtılarını önler.
-Kemik yoğunluğunu artırır.
-Kilo vermeye yardımcı olur.
-Beyin fonksiyonu artırır.
-Kendinizi daha iyi hissettirir.
-Stresle başa çıkmanıza yardımcı olur.
-Bağışıklık sistemini destekler.
-Vücudunuzun kendini onarmasına yardımcı olur ve dokuları korur.
-Alerjik reaksiyonları azaltır.

Düşük Dhea’nın Yol Açtığı Rahatsızlıklar

– Obezite
– Tip 2 diyabet
– İmmune disfonksiyon
– Kanser
– Hipertansiyon
– Kalp damar hastalıkları
– Depresyon ve iyilik halinin azalması
– Düşük libido
– Osteoporoz (kemik erimesi)

Düşük Dhea’nın Sebepleri

-Menopoz
-Azalan üretim
-Stres
-Yaşlanma
-Sigara kullanımı

Aşırı Dhea Belirtileri

-Bitkinlik
-Öfke
-Depresyon
-Ses kalınlaşması
-Uykusuzluk
-Ruh halinde değişiklikler
-Kilo alımı
-Yüzde tüylenme
-Akne
-Şekere karşı yoğun istek
-Huzursuz uyku
-Sinirlilik

Dhea Hormonu Tedavisi

Eksikliğinin tespiti sabah aç karnına erken saatte alınacak bir kan testi ile veya idrarla atılım ürünü olan 17 keto steroidle anlaşılır. Menopoz tedavisinde kadına verilecek 3 hormondan biridir. Bir ara hormondur. Kolesterolden yapılır. Kadınlarda testosterona dönmesi erkeğe göre daha fazladır. Kadının libidosunu arttırmak için ve testosteron seviyesini arttırmak için tercih edilir.

Dhea Replasmanı Tedavisi Ne Yapar?

-Kas kuvveti ve yağsız vücut kütlesini artırır.
-Bağışıklık fonksiyonunu etkinleştirir.
-Yaşam kalitesini artırır.
-Daha iyi uyumanızı sağlar.
-Kendinizi daha iyi hissettirir.
-Eklem ağrısını azaltır.
-İnsülin duyarlılığını artırır.
-Trigliseridleri azaltır.
-Stresin zararlı etkilerini durdurur.
-Kansere, diyabete, obeziteye artan kolesterole, kal hastalığına ve otoimmün hastalıklara karşı koruyu etki oluşturur.

Kortizol

Kortizol, vücudunuzda yaşlandıkça artan tek hormondur. Ayrıca cinsiyet hormonlarımızdan biridir. Hem kortizol hem DHEA, menopozdan sonra cinsiyet hormonlarımızı da üreten adrenal bezlerimiz tarafından üretilir.

Kortizol’ün Vücudumuzdaki Faydaları

-Kan şekerini dengelemek
-Kilo kontrolü
-Bağışıklık sistemi tepkisi
-Kemik döngüsü hızı
-Stres azaltma
-Uyku
-Protein sentezi
-Ruh hali ve düşünceler
-Testosteron – östrojen oranını etkiler
-DHEA – insülin oranını etkiler
-Hipofiz bezini / tiroidi / adrenal sistemini etkiler

Kortizol Yüksekliğinin Nedenleri

-Uykusuzluk, yeterli süre uyumama
-Anti – inflamatuar steroid ilaçlar ve doğum kontrol hapı gibi bazı ilaçların yan etkileri
-Çok fazla fiziksel aktivite ve seyahat
-Uzun süre boyunca yoğun strese maruz kalma
-Yüksek kafein alımı
-Tiroid bezinden aşırı tiroid hormonu salgılanması (Hipertiroidizm)
-Kanser
-Hamilelik

Kortizol Yüksekliğinin Belirtileri

-Bağışıklık sistemini zayıflatır
-Kemik erimesi riskini artırır
-Bitkinlik
-Depresyon / Sinirlilik
-Şekere karşı yoğun istek
-Öğünler arasında güçsüzlük
-Sersemlik
-Uyku bozuklukları
-Artan enfeksiyonlar
-İnce cilt
-Kolay morarma
-Düşük enerji / Sürekli yorgun hissetme
-Gece terlemeleri
-Aşırı yeme (tek seferde)
-Artan kan basıncı
-Tansiyon yüksekliği
-Artan kolestrol
-Artan trigliseridler
-Artan kan şekeri
-Artan insülin / insülin direnci
-Kas güçsüzlüğü
-Kilo alımı
-Sindirim sistemi sorunları
-Cinsel isteksizlik / Libido düşüklüğü
-Ağız kuruluğu
-Adet düzensizlikleri

Kortizol Düşüklüğü Nedenleri

-Böbrek üstü kortizol hormonu yetmezliği ve böbrek üstü bezlerde problemler
-Aşırı kan kaybı
-Adrenal bezlerin ameliyatla alınması
-Verem hastalığı
-Addison hastalığı
-AIDS hastalığı
-Hipofiz bezinin hasar görmesi
-Konjenital adrenal hiperplazi (bir enzim bozukluğu)
-Amiloidoz
-Sarkoidoz
-Adrenolökodistrofi

Kortizol Düşüklüğü Belirtileri

-İştahsızlık
-Depresyon / Sinirlilik
-Kas ve eklem ağrıları
-Ateş basması
-Bağışıklık sisteminin zayıflaması
-Kilo kaybı
-Tuz aşerme
-Yorgunluk
-Çabuk stres olma
-El, kol ve ayaklarda titreme
-Kan şekeri düşüklüğü
-Sabırsızlık
-Baş ağrısı
-Baş dönmesi
-Sık idrara çıkma
-Gözaltlarında morluk
-Sindirim sistemi rahatsızlıkları
-Düşük tansiyon

Kortizol Hormonunun Tedavisi

Önemli vücut fonksiyonlarının gerçekleştirilmesinde etkili olan kortizol seviyeleri yükseldiğinde günlük hayatı etkileyen sağlık sorunları yaşanabilmektedir. Bu sorunlar arasında aşırı kilo alımından cilt sorunlarına, sürekli sinirlilik halinden paranoyaya, kadınlarda kısırlıktan bağışıklık sistemi sorunlarına kadar fiziksel ve ruhsal problemler sayılabilir. Kortizol seviyesi vücutta oluşan bazı sorunlar nedeniyle yükselip alçalabileceği gibi aşırı stres, kafein tüketimi gibi bazı dış etkenlere bağlı olarak da yükselebilmektedir. Bu gibi durumlarda seviyeleri yükselten etkenler azaltılarak hormon düzeyi normale çevrilebilir.

Bunun dışında kalan durumlarda ilaçla tedavi en çok kullanılan tedavi seçeneğidir. Tabii kortizol seviyesi yüksekliği sadece strese, kafeine bağlı olarak yaşanmamaktadır. Böbrek üstü bezlerinde oluşan tümörler kortizol seviyesini yükselten hastalıklar arasında sayılabilir. Bu gibi hastalıklarda kimyasal tedavi, ışın tedavisi gibi tedavi seçenekleri bulunmaktadır.

Kortizol yüksekliği ya da eksikliği belirtilerini yaşıyorsanız ilk yapmanız gereken şey uzman doktora gitmek ve hormon testi yaptırmaktır. Eğer kortizol seviyesinde bir anormallik varsa buna neyin sebep olduğu ve uygun tedavi yöntemi doktorunuz tarafından belirlenecektir.

Kortizol seviyesi normal değerine göre çok az düşükse, genelde herhangi bir tedavi gerekmez. Daha düşükse, doktorunuz böbrek üstü bezlerinde bir sorun olduğunu düşünecek ve bunun için ek testler yapacaktır. Kortizol düşüklüğü tedavisi altta yatan nedenin bulunması ile başlayacaktır.

Pregnenolon

Pregnenolon bir DHEA, progesteron, östrojen, testosteron ve kortizol öncüsüdür ve bunları üretir. Bu hormon vücudunuz tarafından kolesterolden sentezlenir. Pregnenolon yaşla birlikte azalır. 75 yaşında çoğu insan, 35 yaşa kıyasla %65’lik bir düşüş yaşar. Pregnenolon eklem iltihabı, depresyon, hafıza kaybı, yorgunluk ve huysuzluk tedavisinde kullanılır. Aşırı pregnenolon kullanımının yan etkileri akne ve uykulu olmaktır.

Pregnenolon’un Vücudumuzdaki Fonksiyonları

-Sinir sisteminde uyarma ile baskılama arasındaki dengeyi düzenler.
-Strese direnci artırır.
-Hem fiziksel hem de zihinsel enerjiyi artırır.
-Sinir iletimini ve hafızayı geliştirir.
-Ağrıyı ve iltihaplanmayı azaltır.
-Asit üreten bileşiklerin üretimini engeller.

Prolaktin

Prolaktin vücudunuzun ürettiği diğer bir hormondur. Beyninizdeki hipofiz bezinizde üretilir. Yüksek prolaktin seviyesi, östradiol, progesteron ve testosteron üretiminden sorumlu olan yumurtalıklarımızın fonksiyonunu baskılayabilir. Prolaktin seviyesi yükselirse kilo alımına neden olabilir. Ayrıca göğüs büyümesi, kas kaybı, baş ağrısı, depresyon ve kemik kaybına da yol açabilir.

Prolaktin Seviyesinin Yükselmesine Neden Olan Faktörler

-Menopoz
-Stres
-Aşırı egzersiz
-Tiroit yetmezliği
-İlaçlar (antidepresanlar, blokerlar, nöroleptik ilaçlar)
-Hipofiz tümörü